Tom oturma sırasında Mary'ye bitişik bir koltuk aldı.
- Tom took a seat next to Mary on the bench.
O, o binaya bitişiktir.
- It's next to that building.
Mutfakta neredeyse hiçbir şeyimiz yoktu.
- We had next to nothing in the kitchen.
Tom'un cüzdanında neredeyse bir şey yok.
- Tom has next to nothing in his wallet.
Çelik binanın bitişiğinde papatyalar var.
- There are daisies next to the steel building.
Tom sınıfta Mary'nin yanında oturdu.
- Tom sat next to Mary in class.
Bay Johnson'ın evi evimin yanındadır.
- Mr Johnson's house is next to my house.
Sonraki tren ne zaman ayrılacak?
- What time does the next train leave?
Bir sonraki rehberli tur saat kaçta?
- When is the next guided tour?
Ardından gelen şey bir gizemdi.
- What happened next was a mystery.
Tom ardından ne yapması gerektiğini merak ediyordu.
- Tom wondered what he should do next.
Tom Mary'ye ertesi gün boş olup olmadığını sordu.
- Tom asked Mary if she was free the next day.
Bir saat aldım ve ertesi gün onu kaybettim.
- I bought a watch and I lost it the next day.
Heisei, Showa döneminden hemen sonradır.
- Heisei is next after the Showa era.
Onu hemen sonra söyleyecektim.
- I was going to say that next.
Bir sonraki rehberli tur saat kaçta?
- When is the next guided tour?
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Tanıtım sırasında bir sonraki kişisin.
- You are the next in line for promotion.
Sanırım bir sonraki durakta ineceğiz.
- I think we get off at the next stop.
Bir dahaki sefere bunun bedelini ödersin!
- Next time you'll pay for it!
Bir dahaki sefere seni hayal kırıklığına uğratmamaya çalışacağım.
- I'll try not to disappoint you next time.
Tom bitişikte yaşayan adamla geçinemiyor.
- Tom doesn't get along with the man who lives next door.
Tom, bitişik odadaki ebeveynlerinin ne konuştuğunu duyup duyamayacağını anlamak için kulağını duvara dayadı.
- Tom pressed his ear against the wall to see if he could hear what his parents were discussing in the next room.
Tom daha sonra ne yapması gerektiğini merak ederek merdivenlerin alt kısmında oturdu.
- Tom sat at the bottom of the stairs wondering what he should do next.
Ben onun daha sonra ne zaman geleceğini bilmiyorum.
- I am uncertain when he will come next.
Bundan sonraki cadde nedir?
- What is the next street after this?
Prens Charles bundan sonraki İngiliz kralı olacak.
- Prince Charles will be the next British king.
Ardından gelen şey bir gizemdi.
- What happened next was a mystery.
Mesele bundan sonra ne yapmamız gerektiğidir.
- What we should do next is the question.
Bundan sonra ne yapacağımı bilmiyorum.
- I don't know what I'm going to do next.
İleride ne olacağını hiç kimse bilmiyor.
- Nobody knows what will happen next.
Daha sonra ne olacağını anlatmak yok.
- There is no telling what will happen next.
İtfaiye gelmeden yangın sonraki binaya yayıldı.
- The fire had spread to the next building before the firemen came.
Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.
- Next month it'll be five years since he began playing the violin.
Önümüzdeki ayın başında Tokyo'ya varacak.
- She will arrive in Tokyo at the beginning of next month.
Gelecek yıl yurtdişinda öğrenim yapmak istiyorum.
- I want to study abroad next year.
Bill gelecek hafta geri gelecek.
- Bill will return next week.
Tom otobüste Mary'nin yanına oturdu.
- Tom sat next to Mary on the bus.
Senin yanına oturabilir miyim?
- May I sit next to you?
Tom Mary'ye bitişik komşuya gitmesini ve komşunun yardıma ihtiyacı olup olmadığını anlamasını söyledi.
- Tom told Mary to go next door and see if the neighbors needed any help.
Bitişik komşudaki köpek tehlikeli.
- The dog next door is dangerous.
Evimin yanında birkaç dükkân var.
- There are a few shops next to my house.
Temizlik, dindarlığın yanındadır.
- Cleanliness is next to godliness.
Tom'un cüzdanında neredeyse bir şey yok.
- Tom has next to nothing in his wallet.
O konuda neredeyse hiçbir şey bilmiyor.
- He knows next to nothing about the issue.
When you start the next to the last roll, get some more paper.
Do you mind if I sit next to you?.
It is next to impossible to get him to admit it, but writes very well.
The next week is full.
Next, please, don't hold up the queue!.
The party is next Tuesday; that is, not this Tuesday, but nine days from now.
When we next meet, you'll be married.
I'll know better next time.
Next, we stripped off the old paint.
She came abeam the crippled ship.
... But notice that in German right next to it right over ...
... Maybe if I dance next to this guy, he'll recognize his urge ...