Onun yeni romanı çoksatar oldu.
- Sein neuer Roman ist ein Bestseller geworden.
Yeni doğmuş gibi hissediyorum.
- Ich fühle mich wie neugeboren.
Çin'de başka bir arkadaşım var.
- I have another friend in China.
On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.
- Another ten minutes' walk brought us to the shore.
Neden bunu bir daha denemiyoruz?
- Why don't we give this another try?
Onu bir daha deneyeceğiz.
- We're going to give it another try.
O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.
- She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.
Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok.
- For one thing, I'm penniless; for another, I don't have the time.
Bu odayı sevmiyorum. Başka bir tane alabilir miyim?
- I don't like this room. May I have another one?
Lütfen bana başka bir tane daha gösterin.
- Please show me another one.
Başka biri için yer var mı?
- Is there space for another person?
Sen kendi suçlarını hatırladığında, başka birininkini unutursun.
- When you remember your own crimes, you forget another's.
Geçmişi unutmak ve yeniden başlamak zorundasın.
- You need to forget the past and start afresh.
Bir ağaç ölürse yerinde bir başkası yetişir.
- If a tree dies, plant another in its place.
Başkası konuşuyorken sözünü kesme.
- Do not interrupt when another is speaking.
Her ev diğerine yakındır.
- Each house is near another.
Bir gün geçti. Sonra diğeri.
- One day passed. Then another.