Where did you see the woman?
- Kadını nerede gördün?
Please tell me where you will live.
- Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
Dan lied about his whereabouts.
- Dan nerede olduğu hakkında yalan söyledi.
Can you account for your whereabouts on the night of the murder?
- Cinayet gecesi nerede olduğunu açıklayabilir misin?
Come out, come out, wherever you are!
- Dışarı çık, dışarı çık, neredeysen!
Put the box wherever you can find room for it, please.
- Sen onun için nerede oda bulabilirsen kutuyu koy, lütfen.