Where do you want to sit?
- Nerede oturmak istiyorsun?
Where is Britney Spears?
- Britney Spears nerede?
Dan lied about his whereabouts.
- Dan nerede olduğu hakkında yalan söyledi.
Can you account for your whereabouts on the night of the murder?
- Cinayet gecesi nerede olduğunu açıklayabilir misin?
Put the box wherever you can find room for it, please.
- Sen onun için nerede oda bulabilirsen kutuyu koy, lütfen.
Tom may eat wherever he wants to.
- Tom nerede isterse yiyebilir.
We must do everything we can to fight oppression wherever it occurs.
- Nerede olursa olsun baskıyla mücadele etmek için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız.
We shall have the ability to respond rapidly and decisively to terrorism directed against us wherever it occurs.
- Biz nerede olursa olsun bize yöneltilen teröre hızlı ve kararlı bir şekilde cevap yeteneğine sahip olacağız.
Where is the railroad station?
- Demiryolu istasyonu nerede?
Do you know where your dad went?
- Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
What part of Australia are you from?
- Avustralya'nın neresindensin?
What part of Be patient don't you understand?
- Sabırlı olun'un neresini anlamıyorsun?
Wherever you say, Tom.
- Her nerede söylersen, Tom.