Please tell me where you will live.
- Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
Where did you see the woman?
- Kadını nerede gördün?
I'd like to know Tom's whereabouts.
- Tom'un nerede olduğunu bilmek istiyorum.
The whereabouts of the suspect is still unknown.
- Şüphelinin nerede olduğu hâlâ bilinmiyor.
Tom may eat wherever he wants to.
- Tom nerede isterse yiyebilir.
Wherever you go, don't forget where you came from.
- Nereye gidersen git, nereden geldiğini unutma.