Taylor tarafsız olmaya çalıştı.
- Taylor tried to be neutral.
O ülke II.Dünya Savaşı boyunca tarafsız kaldı.
- That country remained neutral throughout World War II.
Alkali asitleri nötr hale getirir.
- Alkalis neutralize acids.
Bu şirket beş yıl içinde karbon nötr olmayı planlıyor.
- This company plans to become carbon neutral within five years.
İstediğin kadar gaza bas, arabanın vitesi boşta olduğu için hiçbir yere gidemeyiz.
- You can accelerate as much as you want, but since the car's in neutral, we won't be going anywhere.