Ben çocukken, komşuları korkutmak için bir evcil kahverengi ayım olsun istedim.
- When I was little, I wanted to have a pet brown bear to scare my neighbors.
O, konuşmayı komşular hakkındaki dedikodu ile tatlandırmaya çalıştı.
- She tried to spice up the conversation with gossip about the neighbors.
Japonya ve Güney Kore komşudur.
- Japan and South Korea are neighbors.
O, komşularımdan biri.
- He is one of my neighbors.
Sadece iyi bir komşu olmak istiyorum.
- I just want to be a good neighbor.
Sadece iyi bir komşu olmak istiyorum.
- I only want to be a good neighbor.
Tom Mary'nin bitişik komşusu.
- Tom is Mary's next-door neighbor.
Tom Mary'ye bitişik komşuya gitmesini ve komşunun yardıma ihtiyacı olup olmadığını anlamasını söyledi.
- Tom told Mary to go next door and see if the neighbors needed any help.
... is to make sure that your neighbors and your friends also ...
... when it comes to covering his Commonwealth families our neighbors ...