Komşumla ilginç bir muhabbet ettim.
- I had an interesting conversation with my neighbor.
Japonya ve Güney Kore komşudur.
- Japan and South Korea are neighbors.
Sadece iyi bir komşu olmak istiyorum.
- I only want to be a good neighbor.
Sadece iyi bir komşu olmak istiyorum.
- I just want to be a good neighbor.
Tom Mary'nin bitişik komşusu.
- Tom is Mary's next-door neighbor.
Biz bitişikteki komşuyuz.
- We're next-door neighbors.
Komşularım bana zaten Björk'ün kim olduğunu açıkladılar.
- My neighbours have already explained to me who Björk is.
Komşumun adı Deng Daping'tir.
- My neighbour's name is Deng Daping.
Bitişik komşunun misafiri çok hurma yiyen bir misafirdir.
- The next-door neighbour's guest is a guest who eats lots of persimmons.
Yangın yayıldı ve komşu evi yaladı.
- The fire spread and licked the neighboring house.
O ülke, komşu ülkelerle olan diplomatik ilişkileri kesti.
- That country broke off diplomatic relations with the neighboring countries.
Komşularımızı görmeye gittik.
- We went to see our neighbours.
Komşularım bana zaten Björk'ün kim olduğunu açıkladılar.
- My neighbours have already explained to me who Björk is.
Onların komşu ülkelerle iyi ilişkileri var.
- They have good relations with neighbouring countries.
İki komşu ülke arasındaki sınır kapalı kalır.
- The border between the two neighbouring countries remains closed.
Yan komşular sabahtan beri gürültü yapıyor.
- The neighbours have been banging about next door all morning.
Buraya gelmeden önce buraya gelme ihtimaline karşı, yanımdaki kapı komşuma bir anahtar bırakacağım.
- I'll leave a key with my next-door neighbour in case you get here before I do.
Sadece komşu gibi olmaya çalışıyorum.
- I'm just trying to be neighborly.
Tom komşu gibi olmaya çalıştı.
- Tom tried to be neighborly.
Tom dostça olmaya çalıştı.
- Tom tried to be neighborly.
Tom sadece dostça olmak istiyordu.
- Tom just wanted to be neighborly.
Ben çocukken, komşuları korkutmak için bir evcil kahverengi ayım olsun istedim.
- When I was little, I wanted to have a pet brown bear to scare my neighbors.
O, komşularımdan biri.
- He is one of my neighbors.
Dostça ilişkiler başarı için gereklidir.
- Neighbourly relations are necessary for success.
He's very neighborly; he always collects my mail when I'm away on vacation.
My neighbour is very irritable and grumpy at times.
Though France neighbours Germany, its culture is significantly different.
... your neighbor's house and they own the likeness of their house. Right? That's just dumb. ...
... that record the world, you can't record your neighbor's house. You can't record your kid's ...