neden olmak

listen to the pronunciation of neden olmak
Türkçe - İngilizce
cause

I don't want to cause you any problems. - Size herhangi bir soruna neden olmak istemiyorum.

I don't want to cause any inconveniences. - Ben herhangi bir rahatsızlığa neden olmak istemiyorum.

induce
precipitate
lead
spark off
provoke
produce
bring about
lead to
touch off
to cause, be the cause of
engendering
entail
breed
evoke
bring on
conduce toward
conduce to
cause to be
(deyim) lead up
tend
cause to
(deyim) give cause for
ingenerate
elicit
set up
invite
excite
encompass
incline
raise
do
determine
engender
bring
originate
to cause, to lead to, to bring, to breed, to give rise to sth, to create, to induce, to produce, to excite, to spark sth off
beget
create
procure
draw on
bring along
call forth
(Hukuk) to cause

I don't want to cause anyone any more trouble. - Ben hiç kimse için daha fazla derde neden olmak istemem.

I don't want to cause you any problems. - Size herhangi bir soruna neden olmak istemiyorum.

trigger
cost
give rise to
conduce
let sb in for
bring sth on
contribute
bring sth about
make
neden olma
{f} cause

Careless driving causes accidents. - Dikkatsiz araba sürme kazalara neden olmaktadır.

I see no cause for alarm. - Alarm için neden olmadığını anlıyorum.

neden olma
causation
neden olma
induce
neden ol
cause to

Tampons can cause toxic shock syndrome. - Tamponlar toksik şok sendromuna neden olabilir.

It could cause too many problems. - O, birçok sorunlara neden olabilir.

neden ol
{f} causing

Do you know what's causing the problem? - Soruna neyin neden olduğunu biliyor musun?

What's causing that sound? - O sese ne neden oluyor?

neden ol
cause to be
neden olma
{i} induction
neden ol
bring#about
büyük kavgaya neden olmak
make the feather fly
felâketine neden olmak
bring to grief
geç kalmasına neden olmak
cause to be late
gülerek neden olmak
laugh
karışıklığa neden olmak
cause a disturbance
krampa neden olmak
cramp
kıyametin kopmasına neden olmak
make the feather fly
neden ol
engender
neden ol
causeto
sorunlara neden olmak
(Hukuk) to cause a disadvantage
suç işlemesine neden olmak
criminalize
tepkiye neden olmak
elicit
tutulmasına neden olmak
eclipse
önyargılı davranmasına neden olmak
bias
önyargılı olmasına neden olmak
prejudice
ümidini yitirmesine neden olmak
drive smb. to despair
neden olmak