Keşke Tatoeba'da daha fazla azınlık dilleri olsa.
- I wish there were more minority languages in Tatoeba.
Kadınlar bir azınlık değildir.
- Women are not a minority.
Ufak detaylar hakkında endişelenme.
- Don't worry about the minor details.
Tom ufak bir kazaya karıştı.
- Tom was involved in a minor accident.
Bu sadece küçük bir başarısızlık.
- It's only a minor setback.
Bana babamın servetinden küçük bir pay verildi.
- I was given a minor share of my father's wealth.
Kanun, reşit olmayanların sigara içmesini yasaklıyor.
- The law prohibits minors from smoking.
Tom'un çalıştığı bar reşit olmayan kimselere alkollü içki sattığı için ruhsatını kaybetti.
- The bar where Tom works lost its license because they had been selling alcoholic drinks to minors.