O çok güzel bir şekilde sorulan bir soru değil.
- That's not a very nicely asked question.
Leyla güzel bir şekilde giyindi.
- Layla dressed nicely.
Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.
- It must be nice to have friends in high places.
Havanın güzel olacağını umuyorum.
- I hope it will be nice.
O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz.
- He is very nice. He never speaks ill of others.
Kel olmakla ilgili güzel şeylerden biri, asla kötü bir saçlı bir gününün olmamasıdır.
- One of the nice things about being bald is that you never have a bad hair day.
Kavun, tatlı kokuyor ve tadı çok güzel.
- The melon smells sweet and tastes very nice.
O, tatlı genç bir adam oldu.
- He became a nice young man.
Çok kibarsın diye Willie yanıtladı.
- That's very nice of you, Willie answered.
Tom'un çok kibar olduğunu hatırlamıyorum.
- I don't remember Tom being so nice.
Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
- Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
Şu odadaki masa çok iyi.
- The table in that room is very nice.
Hemşireler çok nazik.
- The nurses are very nice.
O aslında nazik bir insandır.
- He is basically a nice man.
Yeterli param olsa,o hoş arabayı alırım.
- If I had enough money, I would buy that nice car.
Bir kırmızı araba ve bir beyaz olanı gördüm.Kırmızı olan beyaz olandan daha hoş görünüyordu.
- I saw a red car and a white one. The red one was nicer looking than the white one.