Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

near; at hand; in state of preparation

listen to the pronunciation of near; at hand; in state of preparation
İngilizce - Türkçe

near; at hand; in state of preparation teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

toward
{e} -e doğru, -in yanına doğru: toward the river nehre doğru
toward
-e doğru
towards
{e} e doğru
towards
{e} karşı

Ona karşı tavrım değişti. - My attitude towards him changed.

Onlar müslümanlara hiçbir müslümanın kâfire karşı davranmadığı şekilde davranıyorlar. - They behave towards Muslims in a way in which no Muslim would behave towards an unbeliever.

toward
{e} -e karşı
toward
{e} e karşı
toward
(Aİ) bkz.towards
toward
e doğru
toward
{e} e yakın
toward
{e} yönünde

İyileşme yönündeki ilk adım, bir sorunun olduğunu kabul etmektir. - The first step toward recovery is admitting that you have a problem.

toward
{e} -e doğru, -e yakın (bir zaman): toward noon öğleye doğru
toward
yakın

Samanyolu galaksimize en yakın sarmal gökada Andromeda'dır. Andromeda 2 milyondan fazla ışık yılı uzaklıktadır. Onun orta çıkıntısı ve spiral kolları 15 derecelik açıyla bize doğru eğiktir. - The spiral galaxy closest to our Milky Way galaxy is Andromeda. Andromeda is over 2 million light-years away. Its central bulge and spiral arms are tilted toward us at a 15 degree angle.

Tom bana karşı çok cana yakın. - Tom has been very friendly toward me.

toward
uysal
toward
doğru

Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi. - The girls came singing toward the crowd.

Tom ve arkadaşları sahile doğru gitti. - Tom and his friends headed towards the beach.

toward
çok şey vaadeden
toward
yumuşak başlı
toward
aday olan
towards
akşam üzeri
towards
tarafına doğru

Tom Mary ile ilgilenmediğini söyledi fakat o her zaman onun bulunduğu odanın tarafına doğru bakıyor gibi görünüyordu. - Tom said he wasn't interested in Mary, but he seemed to always be looking towards the side of the room where she was.

towards
{e} bak. toward
İngilizce - İngilizce
toward
towards