She was young, pure, joyful and naive.
- O, genç, saf, neşeli ve toydu.
Fine weather added to the joy of our trip.
- Güzel hava yolculuğumuza neşe ekledi.
Cheer up! I'm sure we'll be saved.
- Neşelen! Bizi kurtaracaklarından eminim.
He is always cheerful and smiling.
- O her zaman neşeli ve güler yüzlüdür.
We'd better humor Tom.
- Tom'u neşelendirsek iyi olur.
The child captivates everyone with his sunny smile.
- Çocuk neşeli gülüşüyle herkesi cezbediyor.
He amused us with a funny story.
- O, komik bir hikaye ile bizi neşelendirdi.
The defeat didn't dampen his spirits.
- Yenilgi, onun neşesini kaçırmadı.
Tom is in great spirits.
- Tom'un neşesi yerinde.