nasıl

listen to the pronunciation of nasıl
Türkçe - İngilizce
how

How can you contribute to our organisation? - Örgütümüze nasıl katkıda bulunabilirsiniz?

Good evening, how are you? - İyi akşamlar, nasılsın?

what

It is not what you read but how you read it that counts. - Önemli olan ne okuduğun değil onu nasıl okuduğundur.

What's New Zealand like? Is it as sparsely populated as Australia? - Yeni Zelanda nasıl bir yerdir? Avustralya kadar seyrek nüfuslu mudur?

how much, how: O pırlantayı nasıl istiyor, bir bilsen! If only you knew how much she wants that diamond!
how, what sort; What did you say?, How is it?, Come again?
just as ..., so too ...: Türkçeyi nasıl öğrendiysen Arapçayı da öyle öğrenebilirsin. You'll learn Arabic the same way you learned Turkish
wherewith
How?/How ...?: Nasılsınız? How are you? Oraya nasıl gittin? How did you go there? Kahven nasıl olsun? How do you want your coffee? (e.g. Black?/With sugar?)
Just what do you mean? (said threateningly): "Ali okula gitmeyecekmiş." "Nasıl gitmezmiş?" "It seems Ali won't be going to school." "Just what do you mean by that?"
pardon

Pardon me, how do I get to Downing Street from here? - Afedersiniz ,Downing sokağına burdan nasıl ulaşırım?

eh
What sort of ...?: Nasıl bir kumaş o? What sort of cloth is it?
huh
Did I hear you aright?/Are my ears deceiving me?: "Bu sözlük hiç bitmez." "Nasıl?" "This dictionary will never be completed." "Did I hear you aright?"
what did you say?
how is it?
what sort
however

However that may be, I am wrong. - Nasıl olursa olsun, ben hatalıyım.

However we go, we must get there by seven. - Nasıl gidersek gidelim, yediye kadar oraya varmalıyız.

how to

Few students know how to read Latin. - Latince'nin nasıl okunacağını çok az öğrenci bilir.

He knows how to make a radio. - Nasıl bir radyo yapılacağını bilir.

wherein
how of
howsoever
nasıl istersen
however you like
nasıl olsa
anyhow

Anyhow it will be a good idea to hurry up. - Nasıl olsa acele etmek iyi bir fikir olacak.

nasıl gidiyor
how fares it
nasıl olsa bana inanmazsın
(Ev ile ilgili) not like you would believe me anyway
nasıl olsa bana inanmazsın
(Ev ile ilgili) you wouldn't believe me anyway
nasıl gidiyor
how is it goin?

How is it going with them? - Onlarla hayat nasıl gidiyor?

How is it going with her? - Onunla hayat nasıl gidiyor?

nasıl yardımcı olabilirim
how may i help
nasıl yardımcı olabilirim
how may i help you
nasıl?
How?
Nasıl gidiyor?
How's things?
Nasıl olur?
How come?
nasıl bağlanıyorum
How do I log on
nasıl bir oda istersiniz
What kind of room would you like
nasıl bir tur tercih edersiniz
What kind of tour would you prefer
nasıl biridir
What makes him tick
nasıl davranacağını bilen
tactful
nasıl davranması gerektiğini bilmek
know how to behave
nasıl geçiyor günleriniz
How are you getting along
nasıl geçti
How did you fare
nasıl geçtiğini anlamamak
beguile
nasıl giderim
How do I get to
nasıl gidiyor
How is it going

How is it going with them? - Onlarla hayat nasıl gidiyor?

How is it going with Tom? - Tom'la nasıl gidiyor?

nasıl gitti
How did you fare
nasıl isterse
at one's own sweet will
nasıl istersen
anyway you like
nasıl isterseniz
at your discretion
nasıl ki
just as
nasıl ki just as ..., so ...: Nasıl ki ben acı çektim, sen de acı çekeceksin
Just as I suffered, so too will you
nasıl kullanacağımı gösterir misiniz
Will you show me how to operate it
nasıl oldu
How did it happen
nasıl oldu da
however
nasıl olmuşsa
somehow
nasıl olsa
anyway

Wouldn't you like to learn a foreign language? — Who cares? These days, everyone speaks English anyway! - “Yabancı bir dil öğrenmek istemez misin?” — “Boş versene. Bugünlerde nasıl olsa herkes İngilizce konuşuyor!”

I wasn't very hungry anyway. - Nasıl olsa çok aç değildim.

nasıl olsa
in any case; whether you want to or not, like it or not
nasıl olsa
somehow or other, sooner or later
nasıl olup da
How on earth ...?/How could it be that ...?: Nasıl olup da bunu duymadın? How could it be that you didn't hear about this?
nasıl olursa
somehow
nasıl olursa olsun
by any means
nasıl olursa olsun
however

However that may be, I am wrong. - Nasıl olursa olsun, ben hatalıyım.

nasıl olursa olsun
in any case
nasıl yardımcı olabilirim
May I help you
nasıl ödemek istersiniz
How would you like to pay for that
nasıl ödemek istersiniz
How do you pay
nasıl istersen
as you wish

You can go or stay, as you wish. - Gidebilirsin ya da kalabilirsin, nasıl isterseniz.

nasıl istersen
(deyim) be my guest
hava nasıl
what is the weather like
hava nasıl
how is the weather
hem de nasıl!
you said it!
hem de nasıl!
rather!
hem de nasıl!
i should say so!
hem de nasıl!
absolutely!
her nasıl
however

What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers. - Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.

işlerin nasıl gidiyor
how is work
işlerin nasıl gidiyor
how is work going
nasıl gidiyor
how is going
nasıl gidiyor
how are you doing
nasıl istersen
according as you like
nasıl olsa
somehow or other
nasıl olsa
somehow
nasıl olsa
sooner or later
sen nasıl istersen
as you wish
Amerika'da hava nasıl?
How is the wheather in America?
havalar nasıl
how's the weather like?
nasıl istersen
as you like
zamanın nasıl geçtiğini anlayamamak
(deyim) Lose track of time
zamanın nasıl geçtiğini bilememek
(deyim) Lose track of time
zamanın nasıl geçtiğini farkedememek
(deyim) Lose track of time

We were chatting away and we just lost track of time.

anasının karnında dokuz ay on gün nasıl durmuş
(Konuşma Dili) He is very impatient
bilmem nasıl
somehow or other
bu ilacı nasıl kullanmalıyım
How should this medicine be taken
bu nasıl çalışıyor
How does this work
bu otele nasıl gidebilirim
Would you tell me how to get to this hotel
bugün hava nasıl
How is the weather today
bunu nasıl yiyorsunuz
How do you eat this
buradan buraya nasıl gidebilirim
How can I get to this place from here
buradan golf sahasına nasıl gidebilirim
How can I get to the golf course from here
buradan hipodroma nasıl gidebilirim
How can I get to the racetrack from here
buradan kumsala nasıl gidebilirim
How can I get to the beach from here
buradan stadyuma nasıl gidebilirim
How can I get to the stadium from here
buradan tenis kortuna nasıl gidebilirim
How can I get to the tennis court from here
fransızca'da nasıl denir
How do you say it in French
fırın nasıl çalışıyor
How does the stove work
hem de nasıl
and how!
hem de nasıl!
1. Very!/Extremely!/And how! (said in reply to a question): "Behiye güzel mi?" "Hem de nasıl!" "Is Behiye beautiful?" "Very!" 2. You said it!/You can say that again!: "Bu bayağı zor bir iş!" "Hem de nasıl!" "This is a pretty hard job!" "You said it!"
işler nasıl?
how's work?
kablolu televizyonu nasıl kullanabilirim
How do you use cable TV
kamarama nasıl gideceğimi tarif eder misiniz
Would you please show me to my cabin
keyfin nasıl
how are you lately
keyifiniz nasıl
How are you?
konsere nasıl gideceğiz
How are we going to the concert
kumsala nasıl gideceğimi taraf eder misiniz
Will you show me the way to the beach
lütfen formu nasıl dolduracağımı gösterir misiniz
Please show me how to fill in this form
müzeye nasıl gideceğiz
How are we going to the museum
nasıl istersen
at your own sweet will
okul nasıl gidiyor
how is the school going
postaneye nasıl gideceğimi tarif eder misiniz
Would you please direct me to the post office
sahile en kısa yoldan nasıl giderim
Which is the shortest way to the beach
sanat galerisine nasıl gideceğiz
How are we going to the art gallery
saçınız nasıl olsun
What hairdo would you like
saçınızı nasıl kesilsin
How would you like your haircut
size nasıl yardım edebilirim
How can I help you
tadı nasıl
How does it taste
tiyatroya nasıl gideceğiz
How are we going to the theater
ışler nasıl
how fares it
şofben nasıl çalışıyor
How does the water heater work
Türkçe - Türkçe
"Ne gibi, ne türlü" anlamında kullanılır
Ne gibi, ne türlü
İşin zorunlu olduğunu belirtir
Bir hareketin yapılış biçimine duyulan şaşkınlığı belirtir: "Falih Rıfkı Atay gibi en güzel Türkçeyi yazan bir muhabirin kaleminden bu satırlar nasıl çıktı?"- O. S. Orhon. İşin zorunlu olduğunu belirtir
Elbette, kesinlikle. "Ben sana dememiş miydim, gördün mü?" anlamında kullanılır. "Ne dediniz?" veya "iyi mi, beğendiniz mi?" anlamlarında kullanılır
Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için kullanılır: "Ben dudaklarımın ucuna gelen bir suali nasıl sorduğumu, niçin sorduğumu bilmiyorum."- S. F. Abasıyanık
Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için kullanılır
Elbette, kesinlikle
Ne kadar çok
Bir hareketin yapılış biçimine duyulan şaşkınlığı belirtir
"Ne dediniz?" veya "iyi mi, beğendiniz mi?" anlamlarında kullanılır
"Ben sana dememiş miydim, gördün mü?" anlamında kullanılır
nice
ne
nasıl