I am an honest person.
- Ben namuslu bir kişiyim.
She's so modest that she blindfolds herself when taking a bath.
- O kadar namusludur ki banyo yaparken kendi gözlerini bağlar.
She is a virtuous woman.
- O namuslu bir kadındır.
Layla's virtue was impregnable.
- Leyla'nın namusu ele geçirilemezdi.
Layla lost her virtue.
- Leyla namusunu kaybetti.