Pencereleri kapatmak zorundayım.
- I have to close the windows.
Onların neden restoranı kapatmak için zorlandıklarından emin değilim.
- I'm not sure why they were forced to close the restaurant.
Bir sonraki duyuruya kadar mağaza kapalı.
- The store is closed until further notice.
Sizden sonra kapıyı kapatın.
- Close the door after you.
Bütün pencerelerin kapalı olması nedeniyle o oda çok havasızdı.
- It was very stuffy in that room with all the windows closed.
Bazı demir yolları kapanmak zorunda kaldı.
- Some railroads had to close down.
Saatler içinde, diğer bankaların çoğu kapanmak zorundaydı.
- Within hours, many of the other banks had to close.
Seçim sonuçları son derece yakın.
- The election results were extremely close.
Last night there was a fire near here, and I couldn't sleep.
- Letzte Nacht hat es in der Nähe gebrannt, und ich konnte nicht schlafen.
The zombie apocalypse is nigh!
- Der Zombie-Weltuntergang ist nahe.
We could hear the donnnng ... donnnng of the church bells nearby.
- Wir konnten das Läuten einer nahegelegenen Kirche hören.
More than a third of the world population lives near a coast.
- Mehr als ein Drittel der Weltbevölkerung lebt in der Nähe einer Küste.