n   that period of time in which our affairs prosper, our

listen to the pronunciation of n   that period of time in which our affairs prosper, our
İngilizce - Türkçe

n   that period of time in which our affairs prosper, our teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

future
{i} gelecek

Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum. - I really look forward to your visit in the near future.

Yakın gelecekte, AIDS'e son verebileceğiz. - In the near future, we will be able to put an end to AIDS.

future
istikbal
future
{s} müstakbel

Ben müstakbel karımı görüyorum. - I see my future wife.

future
{i} gelecek zaman

Basit gelecek zaman denilen şey İngilizce sınavında kabul edilse bile, o mevcut değildir. - It is even becoming accepted even in exam-English that that called simple future tense does not exist.

future
(Ticaret) ileri tarihli işlemler
future
ileriki
future
ileride teslim edilmek üzere satılan veya satın alman mal
future
(sıfat) gelecek, ileriki, müstakbel, ilerideki, vadeli
future
{i} gelecekte olacak şey
future
{i} vadeli sözleşme
future
ati
future
vadeli işlemler future perf
future
{s} ilerideki
future
i istikbal
İngilizce - İngilizce
future