Bu yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alır.
- This lonely patient takes pleasure from sewing.
Dikiş dikmekte çok iyisin.
- You are very good at sewing.
Yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alıyor.
- The lonely patient derives pleasure from sewing.
Bu düğmeleri dikmek için bir iğnen var mı?
- Do you have a needle to sew on these buttons?
Ben, yeni bir dikiş makinesi satın aldım.
- I bought a new sewing machine.
Annem bana dikiş makinesini verdi.
- My mother gave me her sewing machine.
Tom'un eskiden uyuduğu odada bir dikiş makinesi ve bir ütü masası var.
- There is a sewing machine and an ironing board in the room where Tom used to sleep.
Gömleğime bir düğme diker misin?
- Would you sew a button on my shirt?
She can sew very well.
- Sie kann ziemlich gut nähen.
Be so good as to go and tell your sister, she has to finish sewing the clothes for your mother, and then clean them with the brush.
- Geh, sei so gut und sag deiner Schwester, sie soll die Kleider für eure Mutter fertig nähen und mit der Bürste rein machen.