must not be used

listen to the pronunciation of must not be used
İngilizce - Türkçe

must not be used teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

reserved
{s} çekingen

O, partilerde garip ve çekingendi. - She was awkward and reserved at parties.

Arkadaşlarım, çok çekingen olduğumu söylerler iken; ailem ise hep, çok sıkıcı olduğumu iddia eder. - My friends always say I'm too reserved, but my family always says I'm too boring.

reserved
saklı
reserved
mahfuzdur
reserved
saklanılmış
reserved
ayırtılmış

Tüm koltuklar ayırtılmış. - All the seats are reserved.

reserved
{f} ayır

Otel odamı üç hafta önceden ayırttım. - I reserved my hotel room three weeks in advance.

Acil durumlar için bir sürü yiyecek ayırdık. - We have reserved a lot of food for emergencies.

reserved
yedek
reserved
{s} tutulmuş
reserved
{s} rezerve edilmiş
reserved
ağzı slkı
reserved
başka zaman veya muayyen bir kimse için saklanılmış
reserved
{s} içine kapanık

Bill oldukça içine kapanıktır. - Bill is quite reserved.

reserved
ayrılmış/çekingen
reserved
(sıfat) ayırtılmış, ayrılmış, tutulmuş, rezerve edilmiş, ağzı sıkı, sessiz, içine kapanık, çekingen
reserved
{s} ayrılmış

Ayrılmış koltuklar var mı? - Are there reserved seats?

Bu tablo ayrılmıştır. - This table is reserved.

reserved
{s} ağzı sıkı

Tom oldukça ağzı sıkı, değil mi? - Tom is quite reserved, isn't he?

Tom ağzı sıkı, değil mi? - Tom is reserved, isn't he?

İngilizce - İngilizce
reserved
must not be used

    Türkçe nasıl söylenir

    mʌst nät bi yuzd

    Telaffuz

    /ˈməst ˈnät bē ˈyo͞ozd/ /ˈmʌst ˈnɑːt biː ˈjuːzd/