O çok gevelemese onu daha iyi anlayabilirim.
- I could understand him better if he didn't mumble so much.
İnsanlar çok gevelediğimi söylüyor.
- People say I mumble a lot.
Utangaç mürit onun cevabını mırıldandı.
- The shy disciple mumbled his answer.
Utangaç çocuk adını mırıldandı.
- The shy boy mumbled his name.
O çok gevelemese onu daha iyi anlayabilirim.
- I could understand him better if he didn't mumble so much.
O çok gevelemese onu daha iyi anlayabilirim.
- I could understand her better if she didn't mumble so much.
Tom mırıldanmaya başladı.
- Tom started mumbling.
O bir şey mırıldanıyor.
- He's mumbling something.
Tom kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu.
- Tom was mumbling something to himself.
He spoke in a mumble.
All I could hear was a mumble from the next room.
Please try not to mumble so I can hear you better.