You've done a magnificent job.
- Muhteşem bir iş yaptın.
This magnificent cathedral dates back to the Middle Ages.
- Bu muhteşem katedral orta çağlara kadar dayanır.
She was wearing a splendid outfit.
- Muhteşem bir kıyafet giyiyordu.
You did a splendid job.
- Muhteşem bir iş yaptın.
These fireworks are spectacular!
- Bu havai fişekler muhteşem.
I want to show you a spectacular view.
- Sana muhteşem bir manzara göstermek istiyorum.
You're looking gorgeous.
- Muhteşem görünüyorsun.
He's drop-dead gorgeous.
- O göz alıcı muhteşem.
You have superb English.
- Muhteşem İngilizcen var.
His taste in music is superb.
- Onun müzik zevki muhteşemdir.
It is a stupendous project.
- Bu muhteşem bir proje.
We had a glorious time at the seaside.
- Biz deniz kenarında muhteşem bir zaman geçirdik.
We had a glorious time.
- Biz muhteşem bir zaman geçirdik.
Some Whites seek more imperial solutions.
- Bazı Beyazlar daha muhteşem çözümler aramaktadır.
This magnificent cathedral dates back to the Middle Ages.
- Bu muhteşem katedral orta çağlara kadar dayanır.
Tom looks magnificent.
- Tom muhteşem görünüyor.
You've been a great help.
- Muhteşem bir yardımcısın.
Maternal love is the greatest thing.
- Anne sevgisi en muhteşem şeydir.
Tom explained the situation superbly.
- Tom durumu muhteşem şekilde açıkladı.