The army faced little opposition.
- Ordu küçük muhalefetle karşı karşıya geldi.
The ruling party is running a smear campaign against the opposition.
- İktidar partisi muhalefete karşı bir karalama kampanyası yürütüyor.
Our plane was cancelled because of adverse weather conditions.
- Hava muhalefeti nedeniyle uçuşumuz iptal oldu.