muayene teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- (Hukuk) inspection
You have to unpack your luggage for customs inspection.
- Gümrük muayenesi için bagajını açmak zorundasın.
I hope my car passes inspection.
- Umarım arabam muayeneyi geçer.
- examination
Many doctors look at your tongue first when they begin an examination.
- Birçok doktor muayeneye başladıklarında ilk önce dilinize bakar.
You may as well prepare for your examination.
- Siz de muayene için hazırlanabilirsiniz.
- physical
After thoroughly examining Mary, the doctor could find no physical reason for her condition, and concluded that the cause was psychosomatic.
- Mary'yi etraflıca muayene ettikten sonra doktor, onun bu durumuna yol açacak hiçbir fiziksel sebep bulamadı ve sebebin psikosomatik olduğu sonucuna vardı.
When did you have your last physical examination?
- Son fiziksel muayeneni ne zaman yaptırdın?
- consultation
- venture
- (Ticaret) trials
- check
You should have a doctor check you out.
- Kendini bir doktora muayene ettirmelisin.
- examen
- inspect
You have to unpack your luggage for customs inspection.
- Gümrük muayenesi için bagajını açmak zorundasın.
I hope my car passes inspection.
- Umarım arabam muayeneyi geçer.
- visit
- physical examination
The doctor ordered a full physical examination for the patient.
- Doktor, hasta için tam bir fizik muayene talimatı verdi.
When did you have your last physical examination?
- Son fiziksel muayeneni ne zaman yaptırdın?
- exam
Just as we were leaving the exam room the doctor waved his hand saying, 'bye-bye'.
- Muayene odasından tam ayrılırken doktor hoşça kal diyerek elini salladı.
You may as well prepare for your examination.
- Siz de muayene için hazırlanabilirsiniz.
- med. examination
- survey
- inspection, examination
- medical exam
Are you the medical examiner?
- Siz muayene eden doktor musunuz?
I'd like to get a medical examination for my two-year-old daughter.
- İki yaşındaki kızım için tıbbi bir muayene olmak istiyorum.
- medical examination
I'd like to get a medical examination for my two-year-old daughter.
- İki yaşındaki kızım için tıbbi bir muayene olmak istiyorum.
- examination; examination, inspection, scrutiny
- test
- muayene etmek
- examine
I have to examine you.
- Seni muayene etmek zorundayım.
- muayene bacası
- manhole
- muayene eldiveni
- (Tıp) examination glove
- muayene etmek
- visit
- muayene etmek
- test
- muayene etmek
- check
- muayene istasyonu
- (Havacılık) inspection station
- muayene kuruluşu
- (Ticaret) inspection body
- muayene masası
- (Tıp) examination couch
- muayene memuru
- inspector
- muayene memuru
- (Ticaret) examiner
- muayene memuru
- surveyor
- muayene raporu
- inspection report
- muayene çukuru
- inspection pit
- muayene etmek
- explore
- muayene anlaşması
- (Ticaret) inspection agreement
- muayene belgesi
- (Ticaret) inspection certificate
- muayene deliği
- (Havacılık) inspection port
- muayene deliği
- inspection hole
- muayene diyagramı
- (Havacılık) inspection diagram
- muayene eden doktor
- medical examiner
- muayene eden kimse
- examiner
- muayene edilmiş (hayvan)
- vetted
- muayene etme
- going over
- muayene etmek
- go over
- muayene etmek
- test out
- muayene etmek
- 1. to inspect, examine. 2. med. to examine
- muayene etmek
- survey
- muayene etmek
- go through
- muayene etmek
- check up
- muayene etmek
- sound
- muayene etmek
- a) to examine b) to examine, to inspect
- muayene etmek
- inspect
- muayene etmek (hayvan)
- vet
- muayene hakkı
- right of search
- muayene kafilesi
- (Havacılık) inspection lot
- muayene kuyusu
- inspection well
- muayene memuru
- customs officer
- muayene odası
- examination room
- muayene olmak
- get examined
- muayene olmam gerekiyor
- I need a medical consultation
- muayene saati
- consultation hour
- muayene saatleri
- surgery hours
- muayene saatleri kaç
- What are the consultation hours
- muayene sediri
- couch
- muayene seviyesi
- (Havacılık) inspection level
- muayene seviyesi
- (Havacılık) degree of inspection
- muayene suyu
- sampling water
- muayene uzunluğu
- test length
- muayene ve deney raporu
- inspection and test report
- muayene ve teftiş etmek
- (Askeri) vet
- muayene çekici
- plexor
- muayene ücreti
- (Tıp) examination fee
- muayene şartnamesi
- (Havacılık) inspection specification
- muayene şehadetnamesi
- (Ticaret) inspection certificate
- belgelendirme ve muayene
- testing
- el ile muayene
- palpation
- fizik muayene
- physical examination
- fiziki muayene
- (Ticaret) physical inspection
- klinik muayene
- (Tıp) clinical
- kısmi muayene
- (Askeri) spot check
- nihai muayene
- (Askeri) final inspection
- periyodik muayene
- periodic inspection
- muayene etmek
- view
- anjiyografik muayene odaları
- angiographic examination rooms
- muayeneler
- examinations
- Silahlı Kuvvetler tıbbi muayene görevlisi
- (Askeri) Armed Forces medical examiner
- elle muayene
- palpation
- elle muayene etmek
- palpate
- gırtlak muayene aleti
- laryngoscope
- hasta muayene fişi
- (Eğitim) medical examination form
- imalat sırasında muayene
- (Havacılık) in-process inspection
- kulak muayene aleti
- otoscope
- muayene etmek
- vet
- numune ile muayene
- (Havacılık) inspection by attributes
- petrol muayene cihazı
- (Kimya) abel tester
- psikolojik muayene
- (Hukuk) psychiatric medical examination
- röntgenle muayene
- x ray examination
- sesle muayene cihazı
- (Tıp) tonoscope
- sonda ile muayene
- sound
- tıbbi muayene
- (Askeri) qualifying medical exam
- tıbbi muayene raporu
- (Sigorta) medical examiner's report
- tıbbi muayene sistemi
- (Tıp) medical monitoring system
- yerde muayene kavramları
- (Havacılık) ground test couplings
- ön muayene
- prelim
- ön muayene
- preliminary examination