Öfkeli kalabalık binaya saldırdı.
- The angry mob attacked the building.
Öfkeli kalabalık, arabaları devirdi ve mağazaların önündeki camları kırdı.
- The angry mob overturned cars and smashed storefront windows.
Başkan Jefferson kızmıştı.
- President Jefferson was angry.
Tom geç kaldığı için kendine kızmıştı.
- Tom was angry with himself for being late.
Sebep olmadan asla kızgın olmam.
- I'm never angry without reason.
Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
- The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
Tom evde kaydettiği futbol maçını izlemek için can atıyordu ve birinin son skordan bahsetmesine kulak misafiri olduğunda sinirliydi.
- Tom was looking forward to watching the football match he had recorded at home, and he was angry when he overheard someone mention the final score.
Tom sinirli ve öfkeli görünüyor.
- Tom seems frustrated and angry.
Oldukça hiddetli görünüyorsun.
- You look pretty angry.