motorlu

listen to the pronunciation of motorlu
Türkçe - İngilizce
motorized

In the end, because of the disease, he became unable to walk and had to use a motorized wheelchair to get around. - Sonunda, hastalıktan dolayı yürüyemez hale geldi ve gezinmek için motorlu tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kaldı.

Tom doesn't have enough money to buy a motorized wheelchair. - Tom motorlu tekerlekli bir sandalye satın almak için yeterli paraya sahip değil.

power-operated
engine-driven
motorized, motor-driven (vehicle)
motor driven
motorized, motor-driven
motor

Tom doesn't have enough money to buy a motorized wheelchair. - Tom motorlu tekerlekli bir sandalye satın almak için yeterli paraya sahip değil.

Do you have a license to operate a motor boat? - Motorlu bir tekneyi çalıştırmak için ehliyetin var mı?

motor-driven
mechanised
motored
(Askeri) automotive
motor
engine

Open source is the engine that drives technological innovation. - Açık kaynak; teknolojik yeniliği kullanan motordur.

Nothing's wrong with the engine, but my car won't move. - Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.

motor
{i} motor
motorlu araç
motorcar
motorlu araç
automobile
motorlu aygıt
power tool
motorlu gemi
motor vessel
motorlu planör
(Havacılık) motor glider
motorlu pompa
motor-pump
motorlu sandal
motor launch
motorlu taşıt aracı
vehicle
motorlu taşıtlar vergisi
(Kanun) motor vehicle tax
motorlu tekne
(Askeri) motor boat
motorlu yat
(Askeri) motor yacht
motorlu araç tescil belgesi
motor vehicle registration certificatelog bookregistration book
motorlu araç
motor vehicle

Welcome to the world of motor vehicles. - Motorlu araçlar dünyasına hoş geldiniz.

motorlu araç onarım parkı
(Askeri) motor repair park
motorlu araç parkı
(Askeri) sub-motor pool
motorlu araç parkı
vehicle park
motorlu araç parkı
(Askeri) motor park
motorlu araç teknolojisi
motor vehicle technology
motorlu araç tüneli
vehicular tunnel
motorlu araçlar vergisi
(Ticaret) motor vehicles tax
motorlu araçlarla donatma
motorization
motorlu aspiratör
motor-driven exhauster
motorlu bahçe süpürücü
garden vac
motorlu balıkçı kayığı
(Askeri) powered fishing boat
motorlu birlik
(Askeri) motorized unit
motorlu bisiklet
(Otomotiv) autocyclc
motorlu bisiklet
(Otomotiv) auto cycle
motorlu bisiklet
autocycle, moped
motorlu boji
motor bogie
motorlu bulaşıcı maddeleri temizleme cihazı
(Askeri) power driven decontamination apparatus
motorlu burgu
powered auger
motorlu dalış
(uçak) power dive
motorlu damper
motor operated damper
motorlu deniz aracı
motor vessel
motorlu devriye
(Askeri) motor patrol
motorlu döner kol
motorized turning arm
motorlu haberci hizmeti
(Askeri) motor dispatch service
motorlu intikal
(Askeri) motor movement
motorlu jeneratör
transformer
motorlu kademeli nakliyat
(Askeri) motor movement by echelon
motorlu kamyon
auto-truck
motorlu karavan
caravanette
motorlu kesici
power shears
motorlu keşif kolu
(Askeri) motor patrol
motorlu kol
(Askeri) motor column
motorlu konvoy
(Askeri) motor convoy
motorlu kundak
(Askeri) motor carriage
motorlu küçük trol teknesi
dragger
motorlu kızak
ski scooter
motorlu müfreze
(Askeri) motorized detachment
motorlu oyma testeresi
saber saw
motorlu oyma testeresi
scroll saw
motorlu oyma testeresi
reciprocating saw
motorlu oyma testeresi
fretsaw
motorlu piyade
(Askeri) motorized infantry
motorlu piyade tugayı
(Askeri) motorized infantry brigade
motorlu planör
power glider
motorlu polis
sweeney
motorlu polis birliği
flying squad
motorlu pulluk
(Tarım) motor plough
motorlu silah
(Askeri) motorized gun
motorlu skreyper
power scraper
motorlu skreyper
motorscraper
motorlu süpürücü
motor sweeper
motorlu taşıma vasıtası
(Havacılık) engine car
motorlu taşıt
motor vehicle

The number of motor vehicles in the city has increased. - Şehirde motorlu taşıt sayısı arttı.

I've got a lot of friends at the Department of Motor Vehicles. - Motorlu Taşıtlar Bölümünde bir sürü arkadaşım var.

motorlu taşıt aracı
law motor vehicle
motorlu taşıt filoları
motor vehicle fleets
motorlu taşıt yolu
motorroad
motorlu taşıtlar
(Hukuk) motor vehicles
motorlu taşıtlarla ilgili suçlar
(Hukuk) motor vehicle crime
motorlu taşıyıcı
(Ticaret) motor carrier
motorlu tekerlekli sandalye
motorized wheelchair
motorlu tekne
motor ship
motorlu tekne
motorboat

Tom said he'd never been in a motorboat. - Tom motorlu tekneye hiç binmediğini söyledi.

I have a classmate who has a motorboat license. - Motorlu tekne lisansı olan bir sınıf arkadaşım var.

motorlu testere
saw machine
motorlu testere
power saw
motorlu tokmak
power rammer
motorlu top
(Askeri) motorized gun
motorlu topçu
(Askeri) motorized artillery
motorlu torna
engine lathe
motorlu trafik polisi
speedcop
motorlu tren
motor train
motorlu tren train pulled by
a motor car
motorlu tümen
(Askeri) motorized division
motorlu ulaştırma aracı
(Askeri) motor transport
motorlu ulaşım aracı
motor vehicle
motorlu vana
motorized valve
motorlu vana
motor-operated valve
motorlu yük gemisi
cargo motorship
motorlu yürüyüş
(Askeri) motor march
motorlu yürüyüş
(Askeri) motorized march
motorlu yürüyüş
(Askeri) truck movement
motorlu çim biçme makinesi
(Tarım) rotary mower
motorlu çim biçme makinesi
(Tarım) power lawn mover
motorlu şahmerdan
power hammer
motorlu şalter
motor switch
jet motorlu uçak
(Havacılık) jet aircraft
motor
engines

More than 90 percent of visits to a web page are from search engines. - Bir web sayfası ziyaretçilerinin %90'ından daha fazlası arama motorlarındandır.

Gentlemen, start your engines. - Beyler, motorlarınızı çalıştırın.

motor
combustion

Internal combustion engines burn a mixture of fuel and air. - İçten yanmalı motorlar, yakıt ve hava karışımını yakarlar.

Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines. - Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.

motor
motor launch
motor
motorbike
motor
synchronous motor
motor
vehicle

I've got a lot of friends at the Department of Motor Vehicles. - Motorlu Taşıtlar Bölümünde bir sürü arkadaşım var.

The number of motor vehicles in the city has increased. - Şehirde motorlu taşıt sayısı arttı.

motor
power engine
motor
motorboat

Tom invited me to go out on his motorboat. - Tom onun motorbotuyla dışarı gitmem için beni davet etti.

I'd like to rent a motorboat. - Bir motorbot kiralamak istiyorum.

"Hercules" adıyla tanınan dört turboprop motorlu nakliye uçağı
(Askeri) Hercules
"Starlifter" adıyla tanınan dört türbofan motorlu nakliye uçağı
(Askeri) Starlifter
Sea Stallion-Personel/yük naklinde kullanılan tek motorlu ağır ikmal helikopteri
(Askeri) Sea Stallion
dizel motorlu
diesel
dizel motorlu araç
diesel
dizel motorlu gemi
diesel ship
dizel motorlu gemi
motorship
dizel motorlu traktör
(Otomotiv) diesel-engined tractor
dizel motorlu traktör
(Otomotiv) diesel engined tractor
genellikle motorlu yolcu botu
(Askeri) water taxi
ikiz motorlu
twin-engine
jet motorlu helikopter
(Havacılık) jet helicopter
jet motorlu kalkış
(Havacılık) jet assisted take off
küçük motorlu tekne
runabout
motor
motor; engine
motor
slang promiscuous, loose (woman)
motor
motor; engine; motorboat; motorbike, motorcycle
motor
slang fool, dunce, dodo
motor
(any small, motor-driven) boat, motorboat
tek motorlu
single engined
ticari gemi; motorlu gemi
(Askeri) merchant vessel; motor vessel
turbo motorlu uçak
turbo propeller plane
çift motorlu
bimotored
çift motorlu
twin-engined
çift motorlu
twin-engine
çift motorlu
twin engined
İngilizce - İngilizce

motorlu teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

motor
A motor car, or automobile
motor
describing neurons that create the ability to move

She has excellent motor skills.

motor
to drive around leisurely in a motorised vehicle
motor
{n} one who moves, proposes
motor
There are more than 150 variations of motors that drive power tools Among the quality features are welded connections, built-in fans and commutators welded to motor windings
motor
A machine or device that converts any form of energy into mechanical energy, or imparts motion
motor
The ability to move Motor skills can be thought of as "output" signals from the brain Many visual skills involve motor components
motor
A prime mover; a machine by means of which a source of power, as steam, moving water, electricity, etc
motor
describing neurons that create the ability to move, see motor unit
motor
A machine that converts electrical energy to mechanical energy It is activated by ac or dc
motor
An actuator that converts linear power to rotary mechanical force and motion
motor
Some people refer to a car as a motor. see also motoring, outboard motor. Ford Motor Co. Honda Motor Co. Mazda Motor Corp. Nissan Motor Co. Ltd. Toyota Motor Corp
motor
to drive around leisurely in a motor car
motor
A rotating machine that converts electrical power (either alternating current or direct current) into mechanical power
motor
{f} travel by car (British)
motor
pertaining to motion or muscular movement; can be either gross (large) such as shoulder or knee, or fine (small) such as fingers
motor
A 1930's economy grade of gasoline, usually with low tetraethyl lead content and correspondingly low octane rating
motor
machine that converts other forms of energy into mechanical energy and so imparts motion
motor
Referring to nerves that give signals to muscles or glands in the body
motor
adj Of, relating to, concerned with, or involving muscular movement
motor
{i} small engine; device which provides power for moving parts; machine which provides its own power
motor
Word used by student pilots and Yankees when referring to the engine
motor
Brit equivalent to vehicle Not to be confused with engine
motor
A type of internal- combustion engine in which the air drawn in by the suction stroke is so highly compressed that the heat generated ignites the fuel (usually crude oil), the fuel being automatically sprayed into the cylinder under pressure
motor
A device or machine that converts other forms of energy into mechanical energy
motor
Used as a verb, it is to travel by car
motor
Principally a machine that converts electrical energy into mechanical energy
motor
{s} providing power, setting in motion; of an engine; of the muscular system; of movement
motor
is made available for doing mechanical work
motor
In R/C racing this generally refers to an electric motor
motor
conveying information to the muscles from the CNS; "motor nerves"
motor
A machine that produces motion or power for doing work
motor
a nonspecific agent that imparts motion; "happiness is the aim of all men and the motor of all action"
motor
A device used to convert electrical or air power into a rotational force 1 Pump Motor - used to drive the hydraulic pump 2 Stepper Motor - used to drive the rollers of the roll feeds or move the bolster in the Y or Theta-axis
motor
The motor in a machine, vehicle, or boat is the part that uses electricity or fuel to produce movement, so that the machine, vehicle, or boat can work. She got in and started the motor. = engine
motor
One who, or that which, imparts motion; a source of mechanical power
motor
A device which converts fluid power into mechanical force and motion It usually provides rotary mechanical motion
motor
Motor vehicles and boats have a petrol or diesel engine. Theft of motor vehicles is up by 15.9%
motor
Causing or setting up motion; pertaining to organs of motion; applied especially in physiology to those nerves or nerve fibers which only convey impressions from a nerve center to muscles, thereby causing motion
motor
A source of mechanical power
motor
travel or be transported in a vehicle; "We drove to the university every morning"; "They motored to London for the theater"
motor
Motor is used to describe activities relating to vehicles such as cars and buses. the future of the British motor industry He worked as a motor mechanic
motor
A motor car; an automobile
motor
The Diesel engine has a very high thermal efficiency
motor
A machine which transforms electric energy into mechanical energy Standard motors are dual voltage and operate at 1725 RPM
motor
machine that converts other forms of energy into mechanical energy and so imparts motion a nonspecific agent that imparts motion; "happiness is the aim of all men and the motor of all action
motor
a device that provides rotary movement, see electric motor and clockwork motor
motor
related to moving the muscles
motor
neurological term to represent that portion of the nerve or joint responsible for activity or motion, as compared to
motor
Relates to movements of muscles
motor
generally refers to an electric motor
motor
causing or able to cause motion; "a motive force"; "motive power"; "motor energy"
Türkçe - Türkçe
Motorla çalışan
Motorla çalışan: "Fethi Bey'in çift kanatlı, tek motorlu uçağı ile uçuşunu izledik."- N. Cumalı
motorlu taşıt
İnsan veya yük taşıyan, iki veya daha çok dingilli, motor gücüyle hareket eden araçlara verilen genel ad
motorlu tren
Bir termik motorla çalışan, yolcu taşıyan demir yolu taşıtı, mototren
Motor
motör
motor
Akaryakıt motoruyla işleyen deniz aracı
motor
Akaryakıt motoruyla işleyen deniz aracı: "Rıhtıma varabildiği zaman vapura gidecek olan son motor kalkmak üzere idi."- F. R. Atay
motor
Herhangi bir enerjiyi mekanik enerjiye dönüştüren sistem
motor
Motosiklet
motor
Herhangi bir enerjiyi mekanik enerjiye dönüştüren sistem: "Taşındıkları kamyon önünde durunca motorun patırtısı kesildi."- N. Cumalı
çift motorlu
İki motorlu küçük uçak
İngilizce - Türkçe

motorlu teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

motor
{i} motor
motor
{i} makine

Bu makine küçük bir motor tarafından çalıştırılıyor. - This machine is driven by a small motor.

Bu makine, küçük bir elektrik motoru ile çalıştırılır. - This machine is driven by a small electric motor.

motor
{s} (Tıp) hareket kaslarına ait
motor
motor çalıştırmak
motor
taşıt

Şehirde motorlu taşıt sayısı arttı. - The number of motor vehicles in the city has increased.

Motorlu Taşıtlar Bölümünde bir sürü arkadaşım var. - I've got a lot of friends at the Department of Motor Vehicles.

motor
(Havacılık) motoru çalıştırmak
motor
(Pisikoloji, Ruhbilim) hareketlendirici
motor
motorla işleyen
motor
devindirici
motor
araç

Motorlu araçlar dünyasına hoş geldiniz. - Welcome to the world of motor vehicles.

Motorlu araç kullananlar, bisikletlileri geçerken en az bir metre emniyet mesafesi bırakmak zorundalar. - Motorists must leave at least a metre-wide buffer when passing cyclists.

motor
itici güç
motor
araba

Motosiklet bir arabaya çarptı. - The motorcycle crashed into a car.

O sadece bir motosiklete değil fakat aynı zamanda bir arabaya da sahip. - He's got not only a motorbike but also a car.

motor
otomobille götürmek
motor
hareket ettirici
motor
otomobille gezmek/gitmek
motor
motorlu

Sonunda, hastalıktan dolayı yürüyemez hale geldi ve gezinmek için motorlu tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kaldı. - In the end, because of the disease, he became unable to walk and had to use a motorized wheelchair to get around.

Motorlu araç kullananlar, bisikletlileri geçerken en az bir metre emniyet mesafesi bırakmak zorundalar. - Motorists must leave at least a metre-wide buffer when passing cyclists.

motor
{i} otomobil

Ben onun bir otomobil kazasında kötü yaralandığını duyunca çok şaşırdım. - I am very much surprised to hear that he got badly injured in a motorcar accident.

motor
motor ne
motor
hareket kaslarına ait
motor
{i} İng. otomobil
motor
{f} otomobille gitmek
motor
(Tıp) Muharrik, oynatıcı, hareket ettiren, hareki, kasları harekete getirici, motor
motor
adaleleri harekete getirici
motor
elektrik motoru

Bu makine, küçük bir elektrik motoru ile çalıştırılır. - This machine is driven by a small electric motor.

motor
(Askeri) MOTOR: İç patlarlı motorlardan herhangi birini ifade eden terim. Mesela; bir araç veya motorbotun içindeki benzin motoru (gasoline motor) gibi
motor
hareki
motor
psik
motor
otomobille gitmek veya götürmek
motor
hareket meydana getiren
motor
{f} arabayla götürmek
motor
hareket nakleden
motor
devimsel
motor
(isim) motor, makina, araba, otomobil
motor
{s} devimsel, hareki. f., İng. otomobille
motorlu