motive; object; inducement

listen to the pronunciation of motive; object; inducement
İngilizce - Türkçe

motive; object; inducement teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

policy
{i} siyaset
policy
{i} politika

Federalist liderler Jefferson'ın politikasını kınadı. - Federalist leaders denounced Jefferson's policy.

Dürüstlük asla en iyi politika değildir. - Honesty is never the best policy.

policy
(Bilgisayar) ilkesi

Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır. - Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.

policy
(Ticaret) sigorta poliçesi

Sigorta poliçesini daha dikkatli okumalıydım. - I should have read the insurance policy more carefully.

policy
plan

Senin planın bizim politikamızla uyumlu değil. - Your plan is not in line with our policy.

policy
Siyasa
policy
{i} önlem
policy
domestic policy iç politika
policy
poliçe/davranış/politika
policy
(Askeri) HAREKET HATTI; HAREKET TARZI: Herhangi bir işin yapılış veya idare ediliş şekli
policy
davranış b
policy
siyaset politika
policy
{i} poliçe

Dan'ın hayat sigortası poliçesi vardı. - Dan had a life insurance policy.

Sigorta poliçesini daha dikkatli okumalıydım. - I should have read the insurance policy more carefully.

policy
{i} tedbir
policy
public policy kamu yararını gözeten politika
policy
(isim) politika, siyaset, hareket tarzı, önlem, tedbir, poliçe, sigorta belgesi
İngilizce - İngilizce
policy