O, büyük olasılıkla başaracak.
- He's the most likely to succeed.
Tom büyük olasılıkla kırmızı arabayı satın alacak.
- Tom will most likely buy the red car.
Tom Mary'nin büyük bir olasılıkla ne yapacağını biliyordu.
- Tom knew what Mary would most likely do.
Tom büyük ihtimalle başarılı olacak.
- Tom is the most likely to succeed.
Tom'un büyük ihtimalle yarışı kazanacak kişi olduğunu düşünüyorum
- I think Tom is the one most likely to win the race.