Tom korkunç bir suçun kurbanı.
- Tom is the victim of a terrible crime.
Bu gerçekten korkunç.
- This is really terrible.
O berbat bir soğuk aldı.
- He caught a terrible cold.
Berbat bir deneyim yaşadım.
- I had a terrible experience.
Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu.
- I think something terrible has happened to Tom.
O zaman çok kötü görünüyordu.
- She looked terrible at that time.
Tom müthiş göründüğümü söyledi.
- Tom said I looked terrible.
O sözcük oyunu müthiştir.
- That pun is terrible.
Bu yol dehşet verici.
- This road is terrible.
Çok kötü bir ikilemdeyim.
- I am in a terrible dilemma.
O zaman çok kötü görünüyordu.
- She looked terrible at that time.