more awfully; more gravely; to a greater extent

listen to the pronunciation of more awfully; more gravely; to a greater extent
İngilizce - Türkçe

more awfully; more gravely; to a greater extent teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

worse
daha kötü

Derhal doktoru çağır, yoksa hasta daha kötü olacak. - Send for the doctor at once, or the patient will get worse.

Bugün hava dünkünden daha kötü. - The weather today is worse than yesterday.

worse
{i} daha da kötüsü

Daha da kötüsü, yağmur yağmaya başladı. - To make matters worse, it began to rain.

Daha da kötüsü, kar yağmaya başladı. - To make matters worse, it began snowing.

worse
kötü

Rüzgar şiddetli esiyordu ve daha da kötüsü, yağmur yağmaya başladı. - The wind was blowing violently, and to make matters worse, it began raining.

Tom, Fransızcayı İngilizceden daha kötü konuşur. - Tom speaks French worse than English.

worse
{i} beteri

Her şeyin daha beteri de vardır. - It could always be worse.

worse
{i} daha kötüsü

Shylock aç gözlü, ve daha kötüsü,çok pintidir. - Shylock is greedy, and what is worse, very stingy.

Muhtemelen çok daha kötüsünü gördün. - You've probably seen a lot worse.

worse
beter

Her şeyin daha beteri de vardır. - It could always be worse.

Bundan daha beter olabilir mi bilemiyorum! - I don't know if it could get any worse than this!

worse
daha fena
worse
daha hasta
worse
daha çok

Tom'un başı düşündüğümden daha çok dertte. - Tom is in worse trouble than I thought.

worse
kötü durum

Tom, John'dan daha kötü durumda. - Tom is in worse shape than John.

Tom düşündüğümüzden daha kötü durumda. - Tom is in worse shape than we thought.

worse
(zarf) daha kötü, daha berbat
worse
Gittikçe daha kötü bir hal aldı
worse
It got worse and worse
worse
daha fena bir şekilde
worse
daha fena şey
worse
{s} daha kötü, daha fena, beter: He's worse today. Bugün durumu daha kötü
worse
{i} daha kötü, daha fena, beter: That was bad enough, but worse was
İngilizce - İngilizce
worse
more awfully; more gravely; to a greater extent