Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.
- When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.
Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
- In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
Nasıl çevireceğini bilmediğin cümleler ekleyebilirsin. Belki başka biri çevirir!
- You can add sentences that you do not know how to translate. Perhaps someone else will know!
Açlık insan güdülerinin belkide en güçlüsüdür.
- Hunger is perhaps the strongest of all human drives.
Belki Tom'un nereye gittiğini bulmama yardımcı olabilirsin.
- Maybe you can help me find out where Tom went.
Belki bir ressam olabilirim.
- Maybe I should become a painter.
Muhtemelen sadece bir tesadüftür.
- Perhaps it's just a coincidence.
Muhtemelen Tom'un onu yapmaması gerekir.
- Perhaps Tom shouldn't do that.
Bir ihtimal bunu benim için çevirir misin?
- Could you perhaps translate that for me?