Oraya uygun elbiselerle gitsen iyi olur.
- You had better go there in decent clothes.
Buralarda iyi bir yiyecek bulmanın ne kadar zor olduğuna inanamıyorum.
- I can't believe how hard it is to find decent grub around here.
Sen bana karşı gerçekten naziktin.
- You've been really decent to me.
Tom iyi ve nazik bir insandır.
- Tom is a good and decent person.
Çalışanlarınızın mutlu olmasını istiyorsanız, onlara yeterli bir ücret ödemelisiniz.
- If you want your workers to be happy, you need to pay them a decent wage.
Tom'un çok yeterli maaşı var.
- Tom has a very decent salary.
Sanırım uygun bir kamera almamın zamanıdır.
- I think it's time for me to buy a decent camera.
Sanırım kızıma uygun bir bilgisayar almamın zamanıdır.
- I think it's time for me to buy my daughter a decent computer.
Tom iyi bir adam gibi görünüyor.
- Tom seems to be a decent guy.
Tom'un makul bir maaşı vardır.
- Tom has a decent salary.
Yetenekli bir tamirci makul ücretler kazanır.
- A skilled mechanic earns decent wages.
Aslında oldukça iyi insanlardır.
- They're actually quite decent people.
Tom oldukça iyi bir golfçüdür.
- Tom is a fairly decent golfer.
Tom oldukça terbiyeli.
- Tom is pretty decent.
Tom terbiyeli, yasalara saygılı bir vatandaş.
- Tom's a decent, law-abiding citizen.