O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
- She catches colds easily.
Ahşap evler kolayca tutuşurlar.
- Wooden houses catch fire easily.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
- I can easily wait till tomorrow.
Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi.
- She managed to get what she desired easily.
Onlar kolaylıkla parçalamadı.
- They did not break apart easily.
Rahatça oturuyor musun?
- Are you sitting comfortably?
Yeni evimize rahatça yerleştik.
- We are comfortably established in our new home.
I found his house with ease.
- Ich fand sein Haus mit Leichtigkeit.
He did the crossword with ease.
- Er machte das Kreuzworträtsel mit Leichtigkeit.