He was kindly treated by the people at Saco, and recovered of his wounds.
Fellow Democrats, he began, I left Washington at a quarter of two this morning.....
A police car, traveling southbound at a speed of 40.0 m/s, approaches with its siren producing sound at a frequency of 2 500 Hz.
Tom'un İngilizcesi zaman zaman oldukça iyi görünsede, o sınırlarını biliyor gibi görünmüyor ve o bir hata yaptığında onu hatalı olduğuna ikna etmek imkansızdır.
- Though Tom's English seems quite good at times, he doesn't seem to know his limitations and it's impossible to convince him that he's wrong when he makes a mistake.
Kaç kişi ona hatalı olduğunu söylerse söylesin, Tom hâlâ haklı olduğu konusunda israr ediyor.
- No matter how many people tell him he made a mistake, Tom still insists he's right.
Eğer bir yanlış görürsen sonra lütfen düzelt.
- If you see a mistake, then please correct it.
Yanlışlıkla onun şemsiyesini aldım.
- I took his umbrella by mistake.
Hatalar yapmaktan korkmayın.
- Don't be afraid of making mistakes.
Hatalar yapmaktan korkmayın.
- Don't be afraid to make a mistake.
Yanlışlıkla eldivenlerimi ters yüz giydim.
- I put my gloves on inside out by mistake.
Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur.
- If you translate from your second language into your own native language, rather than the other way around, you're less likely to make mistakes.
Hava dün çok kötüydü.
- The weather was miserable yesterday.
Tom Fransızcayı o kadar kötü konuşuyor ki çoğunlukla yanlış anlaşılıyor.
- Tom speaks French so badly that he is often misunderstood.