Keşke Tatoeba'da daha fazla azınlık dilleri olsa.
- I wish there were more minority languages in Tatoeba.
Tatoeba insanların azınlık dillerini öğrenmesine yardım edebilir.
- Tatoeba can help people to learn minority languages.
Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek.
- The new law will deprive religious minorities of their right to vote.
Keşke Tatoeba'da daha fazla azınlık dilleri olsa.
- I wish there were more minority languages in Tatoeba.
Sergi ufak bir skandala neden oldu.
- The exhibition caused a minor scandal.
Tom ufak bir kazaya karıştı.
- Tom was involved in a minor accident.
Bana babamın servetinden küçük bir pay verildi.
- I was given a minor share of my father's wealth.
Bu sadece küçük bir başarısızlık.
- It's only a minor setback.
Bu önemsiz bir detay.
- That's a minor detail.
Denemen kötü değildi ama birkaç önemsiz ayrıntım var.
- Your essay was not bad but I have a few minor niggles.
ABD'nın Temsilciler Meclisi Azınlık Lideri Cumhuriyetçi John Boehnerdir.
Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek.
- The new law will deprive religious minorities of their right to vote.
Etnik azınlıklara karşı hoşgörülü müsünüz?
- Are you tolerant towards ethnic minorities?
Kanun, reşit olmayanların sigara içmesini yasaklıyor.
- The law prohibits minors from smoking.
Almanya'da 18 yaşından küçükseniz reşit olmayan bir kimsesinizdir.
- In Germany you're a minor if you're younger than 18 years old.
Tom'un çalıştığı bar reşit olmayan kimselere alkollü içki sattığı için ruhsatını kaybetti.
- The bar where Tom works lost its license because they had been selling alcoholic drinks to minors.
The company claims it has hired several minorities since the complaint was lodged.
Most people agreed, but a sizable minority were upset by the decision.
Almost 4 million Canadians identified themselves as a visible minority in the 2001 Census, accounting for 13.4% of the total population.