Siyah sözcüğü zamanın azınlıklarının çoğunu temsil etti.
- The word black represented most of the minorities of the time.
Azınlıklar birçok ülkede hor görülüyor.
- Minorities are despised in many countries.
Tatoeba insanların azınlık dillerini öğrenmesine yardım edebilir.
- Tatoeba can help people to learn minority languages.
Kadınlar bir azınlık değildir.
- Women are not a minority.
Küçük ama sesli bir azınlık, toplantının kesilmesine yol açtı.
- A small, but vocal minority, disrupted the meeting.
Azınlık haklarını korumalıyız.
- We have to stand up for minority rights.
Tom ufak bir kazaya karıştı.
- Tom was involved in a minor accident.
Ufak detaylar hakkında endişelenme.
- Don't worry about the minor details.
Bana babamın servetinden küçük bir pay verildi.
- I was given a minor share of my father's wealth.
Bu sadece küçük bir başarısızlık.
- It's only a minor setback.
Önemsiz konularda her zaman endişe eder.
- He always worries about minor points.
Önemsiz detaylar için üzülme.
- Don't worry about the minor details.
Reşit olmayanlar buraya giremez.
- Minors can't come in here.
Kanun, reşit olmayanların sigara içmesini yasaklıyor.
- The law prohibits minors from smoking.
Tom'un çalıştığı bar reşit olmayan kimselere alkollü içki sattığı için ruhsatını kaybetti.
- The bar where Tom works lost its license because they had been selling alcoholic drinks to minors.
... on YouTube, eight feature people of color, minorities. ...