O bir bakan olmak için eğitim görüyor.
- He is studying to be a minister.
Şirketin Başkanı Devlet Bakanına rüşvet verdi.
- The president of the company bribed the government minister.
Martin Luther King siyah bir papazın oğluydu.
- Martin Luther King, Jr., was the son of a black minister.
Papazımız vejetaryen ve Ateist.
- Our minister is a vegetarian and an atheist.
He was newly appointed to be Minister of the Interior.