Mary helped her mother water the garden with her tiny watering can.
- Mary minik sulama kutusuyla annesinin bahçeyi sulamasına yardım etti.
Tom carefully transplanted the tiny tomato seedlings into his vegetable patch.
- Tom sebze bahçesine minik domates fidelerini dikkatlice dikti.
Minute particles are hard to see with the naked eye.
- Minik parçacıkları çıplak gözle görmek zordur.