Mary helped her mother water the garden with her tiny watering can.
- Mary minik sulama kutusuyla annesinin bahçeyi sulamasına yardım etti.
The last time you saw her, she was just a tiny baby.
- Sen onu son gördüğünde o daha minik bir bebekti.
Minute particles are hard to see with the naked eye.
- Minik parçacıkları çıplak gözle görmek zordur.