Sanırım bu bölgedeki bütün altınları kazıp çıkardık.
- I think we have mined all the gold in this area.
Avustralya'da her gün bir milyon tonun üzerinde kömür çıkarılıyor.
- More than one million tons of coal are mined each day in Australia.
Tom bir kara mayını tarafından öldürüldü.
- Tom was killed by a land mine.
Fadıl bir mayın tarlasına girdi.
- Fadil walked into a minefield.
Senin fikrinle benimki arasında temel bir fark vardır.
- There is a fundamental difference between your opinion and mine.
Onun bisikleti benimkinden daha iyi.
- Her bike is better than mine.
Askerler madencilerin terk etmelerini emretti.
- The soldiers ordered the miners to leave.
Yanımda her zaman bir şişe maden suyu taşırım.
- I always carry a bottle of mineral water with me.
Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.
- Your plan seems better than mine.
Masadaki hesap makinesi benim.
- The calculator on the table is mine.
Bölge maden kaynakları açısından oldukça zengindir.
- The region is relatively rich in mineral resources.
Bu ülke maden kaynakları açısından zengindir.
- This country is rich in mineral resources.
Eğer senin cevabın doğruysa bundan da şu sonuç çıkar ki benim ki yanlış.
- If your answer is correct, it follows that mine is wrong.
Onlar bu kasabada 350 yıldır demir çıkardılar.
- They mined iron in this town for 350 years.
Madencilik ile ilgili olan Minecraft adlı bir oyun var.
- There’s a game called Minecraft that is about mining.
Crater of Diamonds State Park is the only place in the world where visitors can mine their own diamonds.
We had to slow our advance after the enemy mined the road ahead of us.
... mined per year in the world. ...
... that could be mined to help us make better decisions about ...