Bir zamanlar fakir olan ama güzel bir kızı olan bir değirmenci vardı.
- Once upon a time there was a miller who was poor, but he had a beautiful daughter.
Büyükbabam bir değirmenciydi.
- My grandfather was a miller.
Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.
- The dictionary contains about half a million words.
Resmin tahmini değeri birkaç milyon dolar.
- The value of the painting was estimated at several million dollars.
Mame kahve çekirdeklerini öğütmek için kahve değirmeni kullanır.
- Mame uses a coffee mill to grind coffee beans.
Tom çelik fabrikasında çalışıyor.
- Tom works at the steel mill.
O, çelik fabrikasında çalışmaktadır.
- He works at the steel mill.
Mame kahve çekirdeklerini öğütmek için kahve değirmeni kullanır.
- Mame uses a coffee mill to grind coffee beans.
Coarsely milled maize is termed cornmeal, but when finely milled and sifted it is called corn flour.
I have endeavoured to acquire a knowledge of the Hare system, and I have read Mill upon the subject, and it seems to me that the present proposal is opposed to that system.