militant, combative, warlike

listen to the pronunciation of militant, combative, warlike
İngilizce - Türkçe

militant, combative, warlike teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

fighting
kavga

Kavga ettiği için okuldan kovuldu. - He was expelled from school for fighting.

Neden kavga ettiklerini bilmiyorum. - I don't know why they are fighting.

fighting
{s} savaşan
fighting
dövüş

Anne dövüşen çocukları ayırdı. - The mother separated the fighting children.

Tom dövüşmüyor, değil mi? - Tom isn't fighting, is he?

fighting
mücadele

Onlar şimdi şiddetle mücadele ediyorlar fakat çok uzun zaman geçmeden önce savaş baltasını gömeceklerine sizi temin ederim. - They're fighting fiercely now but I assure you they'll bury the hatchet before long.

Japonyanın savaş sırasında açlığa karşı sürekli bir mücadele verdiğini söyleyebiliriz. - We can say that Japan was fighting a constant battle against hunger during the war.

fighting
harp
fighting
{s} savaş

Vietnam savaşında savaşırken öldü. - He died fighting in the Vietnam War.

Japonyanın savaş sırasında açlığa karşı sürekli bir mücadele verdiğini söyleyebiliriz. - We can say that Japan was fighting a constant battle against hunger during the war.

fighting
savaşarak

O hayatının çoğunu düşmanlarıyla savaşarak harcamış cesur bir savaşçıydı. - He was a brave warrior who had spent most of his life fighting his enemies.

fighting
{s} mücâdeleye hazır
fighting
(Askeri) SAVAŞ: Taktik alanda, yapılan bir savaş içinde bilfiil çarpışmalar
fighting
{i} mücâdele

Japonyanın savaş sırasında açlığa karşı sürekli bir mücadele verdiğini söyleyebiliriz. - We can say that Japan was fighting a constant battle against hunger during the war.

George, son zamanlarda üç saatlik mücadeleden sonra yakaladığı 30 paundluk bir levreği tanımlıyordu. - George was describing a 30 pound bass he'd caught recently after fighting it for three hours.

fighting
{s} savaşçı

O hayatının çoğunu düşmanlarıyla savaşarak harcamış cesur bir savaşçıydı. - He was a brave warrior who had spent most of his life fighting his enemies.

İngilizce - İngilizce
{s} fighting
militant, combative, warlike