Sonbahar uzun ve ılımandı.
- The autumn was long and mild.
Genel anlamda,geçen yıl hava ılımandı.
- Generally speaking, the weather was mild last year.
Burada hafif bir ağrım var.
- I have a mild pain here.
Hafifçe bir hayal kırıklığına uğradım.
- I was mildly disappointed.
İngiltere'nin iklimi İskoçya'nınkinden daha yumuşaktır.
- The climate of England is milder than that of Scotland.
Bu kış yumuşak geçti.
- This winter has been mild.
Geçen yıl ılımlı bir kış geçirdik.
- We had a mild winter last year.
Onun ılımlı bir doğası var.
- He has a mild nature.
Tom biraz ilgili görünüyor.
- Tom seems mildly interested.
Tom sadece biraz ilgili görünüyor.
- Tom only looks mildly interested.
Bu yıl ılık bir kış geçirdik.
- We're having a mild winter.
Hafifçe bir hayal kırıklığına uğradım.
- I was mildly disappointed.
Tom biraz ilgili görünüyor.
- Tom seems mildly interested.
Tom sadece biraz ilgili görünüyor.
- Tom only looks mildly interested.
Buradaki hava Moskova'dakinden daha ılıman.
- The climate here is milder than that of Moscow.
Buradaki iklim Tokyo'dakinden daha ılıman.
- The climate here is milder than that of Tokyo.
Adore him as a mild and merciful Being. -Rogers.
a mildly amusing joke.