Boş noktalar haritalardan kayboldu. Onlar tarih kitaplarına göç ettiler.
- The blank spots have vanished from the maps. They have migrated to the history books.
Kuşların neden göç ettiğini merak ediyorum.
- I wonder why birds migrate.
Bu kuşlar kışın Kuzey Afrika'ya göç ederler.
- These birds migrate to North Africa in the winter.
Kuşların neden göç ettiğini merak ediyorum.
- I wonder why birds migrate.
Hanson, uluslararası ekonomik gelişmelerin 17. yüzyılda büyük emek göçlerine yol açtığını söylediğinde hatalıdır.
- Hanson is wrong when he states international economic developments led to great migrations of labour in the seventeenth century.
Ölüm iki şeyden biridir.O ya ölümlülüktür, ve ölüler herhangi bir şeyin bilincinde değildir; ya da bize söylenildiği gibi, gerçekten bir değişikliktir: ruhun bu yerden ötekine göç etmesidir.
- Death is one of two things. Either it is annihilation, and the dead have no consciousness of anything; or, as we are told, it is really a change: a migration of the soul from this place to another.
We were hoping to migrate the customers of the C series to the E series and the E customers to the S series.
Many groups had migrated to western Europe from the plains of eastern Europe.
... So to the extent that people migrate ...
... I feel I should migrate to things ...