Bir otlakçı çalışma numarası yapmayan biridir.
- A bum is someone who doesn't pretend to work.
Hawaii'de bir sürü plaj serserisi var.
- There are a lot of beach bums in Hawaii.
Ben beş para etmez bir serseriyim.
- I'm a good-for-nothing bum.
Ben bütünüyle berbattım.
- I was totally bummed.
Onun sıska bir sakalı bozuk bir bacağı var.
- He has a scraggly beard and a bum leg.
Der Mann und die Frau trinken Tee.
- Mies ja nainen juovat teetä.
Der Mann, der vor einer Stunde angerufen hat, war Frank.
- Mies, joka soitti tunti sitten, oli Frank.
Ein Mensch ist so alt, wie er sich fühlt.
- Mies on niin vanha kuin hän tuntee olevansa.