middle part of the case, in which the movement is fitted

listen to the pronunciation of middle part of the case, in which the movement is fitted
İngilizce - Türkçe

middle part of the case, in which the movement is fitted teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

middle
{i} orta

Bu muhteşem katedral orta çağlara kadar dayanır. - This magnificent cathedral dates back to the Middle Ages.

O yer hiçbir yerin ortasında değildir. - That place is in the middle of nowhere.

middle
ortanca

Ben üç çocuktan ortanca olanım. - I'm the middle child of three.

Sen de ortancasın, değil mi? - You're a middle child, too, aren't you?

middle
(Bilgisayar) ortaya

Ortaya oturmak istiyorum. - I want to sit in the middle.

middle
(Tıp) orta kulak tümörleri
middle
ara

Araba yolun ortasında istop etti. - The car stopped in the middle of the road.

Bir toplantının ortasındayım. Sizi daha sonra tekrar arayabilir miyim? - I'm in the middle of a meeting. Could I call you back later?

middle
bel

Onun kökenini belirlemek için orta çağlara geri gitmeliyiz. - To determine its origin, we must go back to the middle ages.

Son zamanlarda, belimin etrafında biraz kilo alıyorum. Sanırım bu orta yaş yayılması. - Recently, I've been putting on a little weight around my waist. I guess it's middle-age spread.

middle
ortadaki
middle
Middle Kingdom eski bir Mısır krallığı M
middle
Middle East Orta Doğu
middle
Middle Ages ortaçağ
middle
{s} orta, vasat
middle
middle age orta yaş
middle
{i} orta, orta yer
middle
{s} aradaki
middle
middle class orta sınıf
middle
burjuva
middle
2400-
İngilizce - İngilizce
middle
middle part of the case, in which the movement is fitted