Exploded in mid-air.
Discocyalina fosilleri orta paleosen ve eosen de yaşamışlardır.
All students should bear in mind that these books must be readyby mid-semester.
I will get married in my mid-twenties.
Bir kasırganın ortasındaki bir kulübe gibi güvenilirsin.
- You're reliable like a shack in the middle of a hurricane.
Ruhun karanlık gecesi hayatın ortasındaki ölümdür.
- The dark night of the soul is death in the midst of life.
Dersin ortasında konuşma.
- Don't speak in the middle of a lesson.
En uzun parmak orta parmaktır.
- The middle finger is the longest.
Bu iki seçenek arasında orta yol yoktur.
- There is no middle ground between these two options.
Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir.
- The stirrup is a bone in the middle ear, between the anvil and the inner ear.
Konuşmasının ortasında bayıldı.
- He fainted in the midst of his speech.
Ben polis. Karakola kadar gelir misiniz? N-neden? Kasabanın ortasında tabancayla ateş etmeye gitmenin bir suç olmadığını düşünemiyor musun?!
- This is the police. Would you mind coming down to the station? W-why? You can't think it's not a crime to go shooting guns off in the middle of town?!
mid hour of night.
mid ocean.
The dog ran, jumped, and caught the ball in mid-air.
Since the mid-twentieth century, the exchange of Orders has become less personal and more formal and diplomatic.