Bu beni çileden çıkarıyor.
- Das macht mich verrückt.
Kafa mı buluyorsun benimle?
- Willst du mich verdammt nochmal auf den Arm nehmen?!
Kendimi İngilizce olarak ifade edebildim.
- Ich konnte mich auf Englisch verständigen.
Şimdi kendimi kötü hissediyorum.
- Jetzt fühle ich mich schlecht.
Onu duyduğuma memnun oldum.
- Es freut mich sehr, das zu hören.
Mutsuz oldum fakat kendimi öldürmedim.
- I'd be unhappy, but I wouldn't kill myself.
Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.
- I don't want to identify myself with that group.
Tom'u bizzat görmeye gideceğim.
- I'll go and see Tom myself.
Ben bizzat o sorunla karşı karşıyayım.
- I'm facing that problem, myself.
Kendime en çok ihtiyacım olduğunda neredeydim?
- Where was I when I needed myself most?
Müzik dinleyerek kendime moral verdim.
- I cheered myself up by listening to music.
Bu giysiyi ben kendim yaptım.
- I made this clothing myself.
Ben bu kitabı karım için değil, kendim için satın aldım.
- I bought this book for myself, not for my wife.
Kendimi tanıtabilir miyim?
- May I introduce myself, my name is Lucas.
Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.
- I perceive myself as my own god.
But, soft! Methinks I scent the morning air; brief let me be.
- Doch still, mich dünkt, ich wittre Morgenluft: kurz lass mich sein.