Haritaya güvenmeme rağmen o hatalıydı.
- Although I trusted the map, it was mistaken.
Hepiniz hatalısınız gibi görünüyor.
- It appears that you are all mistaken.
Haritaya güvenmeme rağmen o hatalıydı.
- Although I trusted the map, it was mistaken.
Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.
- Tom worries about making mistakes at work.
Hatalar yapmak her zaman yanlış değildir.
- To make mistakes is not always wrong.
Yanlışlıkla onun şemsiyesini aldım.
- I took his umbrella by mistake.
Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
- Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
Yanlışlıkla eldivenlerimi ters yüz giydim.
- I put my gloves on inside out by mistake.
Görevini kötüye kullanmaktan çekinmez.
- He is not ashamed of his misconduct.
Hava dün çok kötüydü.
- The weather was miserable yesterday.
The firm is defending itself against fresh allegations of pensions mis-selling.