meziyet

listen to the pronunciation of meziyet
Türkçe - İngilizce
virtue

Patience is a virtue that I can't afford. - Sabır, gücümün yetmediği bir meziyettir.

merit
excellence, virtue, merit, assets
superiority
merit, virtue, outstanding quality
qualification
boş yere meziyet sayılan taraf
foible
Türkçe - Türkçe
Bir kişiyi veya nesneyi benzerinden üstün gösteren nitelik.- "Cemal Paşada anlamadığı işi ehline bırakmak meziyeti vardı."- F. R. Atay
Bir kişiyi veya nesneyi benzerinden üstün gösteren nitelik
(Osmanlı Dönemi) iyi ve doğru hareket; üstünlük vasıfları
artam
meziyet