mezarlık

listen to the pronunciation of mezarlık
Türkçe - İngilizce
cemetery

I try to avoid walking by the cemetery after dark. - Ben karanlıktan sonra mezarlık tarafında yürümekten kaçınmaya çalışıyorum.

In the cemetery, there is a statue of a snake biting its own tail. - Mezarlıkta, kendi kuyruğunu ısıran bir yılan heykeli var.

graveyard

Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours. - Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu.

Never in all my life have I seen such a dreary graveyard. - Bütün hayatım boyunca böyle kasvetli bir mezarlık görmedim.

good's acre
charnel
graveyard, cemetery
boneyard
god's acre
necropolis
burial ground
burying place
cemetary
mezarlık kilisesi
mortuary chapel
mezarlıklar
cemeteries

I like to visit cemeteries when I travel. - Seyahat ederken mezarlıkları ziyaret etmek istiyorum.

I like to visit cemeteries. Is that normal? - Ben mezarlıkları ziyaret etmek istiyorum. Bu normal midir?

milli mezarlık
(Askeri) national cemetery
şehitlerin gömüldüğü mezarlık
graveyard of the martyrs were buried
çatılı mezarlık kapısı
lich gate
Türkçe - Türkçe
Mezarların bulunduğu yer, kabristan, gömütlük, sinlik
Mezarların bulunduğu yer, kabristan, gömütlük, sinlik, mezaristan: "Kasabanın kenar mahallelerinden sonra bir mezarlık başlardı."- S. F. Abasıyanık
bamyatarlası
(Osmanlı Dönemi) CEBBAN
sinle
(Osmanlı Dönemi) mezaristan
mezarlık